R744 (CO2) SOĞUTUCU AKIŞKANLI SOĞUTMA SİSTEMLERİ, KANATLI BORULU R744 (CO2) EVAPORATÖR VE GAZ SOĞUTUCU
R744 (CO2) SOĞUTUCU AKIŞKANLI SOĞUTMA SİSTEMLERİ, KANATLI BORULU R744 (CO2) EVAPORATÖR VE GAZ SOĞUTUCU
Son zamanlarda soğuk içecek otomatlarında, süpermarketlerde, soğuk
odalarda, gıda üretim ve işleme tesislerinde, endüstriyel dondurma üretim
makinelerinde, ısı pompalarında ve araç klimalarında CO2'nin soğutucu akışkan
olarak kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Makalemizde R744 (CO2)’in soğutucu
akışkan olarak kullanıldığı sistemler ile kanatlı borulu CO2 evaporatör ve gaz
soğutucular hakkında bilgiler aktarılacaktır.
Soğutma endüstrisinin gelişme
dönemlerinde yaygın olarak kullanılan R744 (CO2), kritik nokta civarında veya üzerindeki ısı
atımı nedeniyle ortaya çıkan soğutma tesir katsayısındaki düşüş ve yüksek
çalışma basınçları nedeniyle yerini halokarbon soğutucu akışkanlara
bırakmıştır. Halokarbon soğutucu akışkanların çevre üzerindeki olumsuz etkileri
nedeni ile alternatif, doğal soğutucu akışkan olarak yeniden kullanılmaya
başlanmıştır. Güncel makine ve eşanjör teknolojisi, sistem kontrol elemanları sayesinde
R744 (CO2) verim yönünden transkritik çevrim ile özellikle kuzey ülkelerinde ve
subkritik kaskad çevrim ile güney ülkelerde rekabetçi seviyelere ulaşmıştır.
20. yüzyıl boyunca gelişmiş
ülkelerin başını çektiği sanayileşme, büyüme, kalkınma üçgeninde gerçeklesen
ekonomik faaliyetler, insanın yaşamını sürdürdüğü çevresel alanların
kaldıramayacağı bir kirlenmeyle sonuçlanmıştır. Toprak, su ve hava, insan
yaşamını tehdit eder boyutlarda bir kirlilik düzeyiyle karşı karşıyadır.
Problemin boyutlarını fark etmeye başlayan ülkeler kalıcı çözüm arayışına
girmiş bulunmaktadırlar. Bu alanda her geçen yıl yeni standartlar ve normlar
geliştirilip uygulamaya koyulmaktadır. Süreç ile ilişkili firmalar da yaşanan
gelişmelere uyum sağlayabilmek için yeni yasa ve standartlara uygun
teknolojiler, ürünler ve imalat (proses) yöntemleri geliştirmek durumunda
kalmaktadırlar.
Birçok endüstri dalı gibi
iklimlendirme sektörü de bu gelişmelerden etkilenmektedir. Soğutma
sistemlerinde kullanılan, küresel ısınmayı hızlandırıcı, ozon tabakasına
zararlı, çevreye negatif etkisi olan kloroflorokarbonlar (CFC) ve
hidrokloroflorokarbonların (HCFC) yerine çevreye uyumlu soğutucu akışkan
çözümleri bulunması noktasında çalışmalar yapılmaktadır. Hidroflorokarbonlar
(HFC), klor içermeyen etan, metan gibi doğal gazlardan sentez yolu ile elde
edilmekte olup klor yerine hidrojen ikame edilmekte ve bu nedenle göreceli
olarak daha çevreci diye tanımlanmaktadır. CO2’nin yanı sıra isobütan, propan
gibi doğal akışkanlar yanıcı ve patlayıcı olmaları nedeniyle büyük şarjlı
sistemlerde kullanılamaz. R717 (NH3, Amonyak) gazı ise bakır alaşımlarına
etkisi, toplu mahallerde ve büyük şarjlı sistemlerdeki zehirleme riski
dezavantaj olarak karşımıza çıkmaktadır.
Küresel ısınmaya etkisi olmayan
ve ozon tabakasına zarar vermeyen doğal soğutucu akışkanlar ise kuşkusuz bu
süreçte en önemli alternatiflerdir. CO2 gazı bu noktada etkili bir çözüm olarak
karşımıza çıkmaktadır. CO2, soğutma endüstrisinin gelişme dönemlerinde yaygın
olarak kullanılmıştır. Ancak, kritik nokta civarında veya üzerindeki ısı geçişi
nedeniyle ortaya çıkan soğutma tesir katsayısındaki düşüş ve yüksek çalışma
basınçları nedeniyle yerini halokarbon soğutucu akışkanlara bırakmıştır.
Halokarbon soğutucu akışkanların çevre üzerindeki olumsuz etkileri nedeni ile
alternatif, doğal soğutucu akışkan olarak yeniden kullanılmaya başlanmıştır.
Güncel makine ve eşanjör teknolojisi, sistem kontrol elemanları sayesinde CO2
verim yönünden transkritik çevrim ile özellikle kuzey ülkelerinde ve subkritik
kaskad çevrim ile güney ülkelerde rekabetçi seviyelere ulaşmıştır. R744 (CO2),
31,06 °C düşük kritik nokta sıcaklığı ve 73,8 bar yüksek kritik nokta
basıncından dolayı diğer geleneksel soğutucu akışkanlara nazaran bir takım ek
teknik gereksinimlere ihtiyaç duymaktadır.
2. SOĞUTUCU AKIŞKAN OLARAK R744
(CO2)
R744 (CO2), 1850
yılında ilk kez soğutucu akışkan olarak, Britanyalı Alexander Twining
tarafından gündeme getirilmiştir. Fakat ilk CO2 soğutma sisteminin yapılması
1860’lı yılların sonunda Amerikalı Thaddeus S.C. Lowe tarafından
gerçekleştirilmiştir. Temiz ve güvenilir oluşundan dolayı 1920’lere kadar
gemilerde ve endüstride yaygın olarak kullanılmıştır. 1928’de CFC’lerin
kullanılmaya başlanmasıyla, yukarıdaki sebeplerden dolayı CO2 yavaş yavaş
market dışında kalmış, 1950’lerde de kullanımı son bulmuştur. 20. yüzyıl
sonlarına gelindiğinde CFC’lerdeki kısıtlamalar yoğunlaştığı için yeni
arayışlara girilmiş ve CO2 ve NH3 gibi eski, doğal akışkanlar tekrar gündeme
gelmiştir. 1990’da Prof. Gustav Lorentzen’in transkritik CO2 çevrimi patent
uygulaması bu konu için bir milat oluşturmuştur.
2.1. CO2 Çevresel Özellikleri
Soğutucu akışkanların
çevresel özellikleri ile ilgili iki temel kavram mevcuttur. 1. ODP (Ozon
Tüketme Potansiyeli- Ozone Depletion Potential): Bir gazın ozon tabakasına
verebileceği zararı ifade eder. Bağıl bir değer olarak bulunur. 2. GWP (Küresel
Isınma Etkisi – Global Warming Potential): CO2’in GWP’si 1 kabul edilerek belli
zaman sürecinde bir sera gazının çevreye küresel ısınma etkisini CO2’e bağıl
olarak veren değerdir. CO2’in ozon tüketme potansiyeli sıfırdır (ODP=0) ve küresel
ısınmaya doğrudan etkisi çok düşük seviyededir (GWP=1).
2.2 CO2 Güvenilirlik
Soğutucu akışkanlar zehirlilik yönünden 2 gruba ayrılır. A
sınıfı derişikliği 400 ppm’e eşit veya altındaki olan soğutkanları gösterir. B
sınıfı derişikliği 400 ppm’in üzerindeki soğutkanları gösterir. CO2 derişikliği
400 ppm altındaki soğutucu akışkanlar için zehirlilik belirtisi olan A
sınıfındadır.
Yanıcılık yönünden soğutucu akışkanlar 3 sınıfa ayrılır.
Sınıf 1; 21°C’de ve 101 kPa basınçta alevlenme testinde yanmayan soğutucu
akışkanları gösterir. Sınıf 2; 21°C’de, 101 kPa basınçta 0.10 kg/m3 yoğunlukta
düşük yanıcılık gösteren ve 19 kJ/kg’dan düşük yanma ısısı üreten soğutkanları
ifade eder. Sınıf 3; 21°C’de, 101 kPa basınçta 0.10 kg/m3 yoğunlukta yüksek
yanıcılık gösteren ve 19 kJ/kg’dan büyük yanma ısısı üreten soğutucu
akışkanları ifade eder. CO2 yanıcı özelliği olmaya sınıf 1’de yer almaktadır.
CO2’in zehirsiz olduğu belirtilmesine rağmen, havadaki
konsantrasyonuna bağlı olarak insanlar üzerinde bir takım fiziksel etkileri
vardır. Havadaki CO2 derişimi hacimce %2-3 arasında iken solunumda hızlanma ve
hafif bir baş ağrısı hissedilebilir. Acil Yaşam ve Sağlık Tehlikesi (IDLH)
konsantrasyonu %4’te sabitlenmiş ve ölümcül konsantrasyonun %10 olduğu
belirtilmiştir. Pratikte sınır konulan, havadaki %5 CO2 oranı gayet mantıklı
bir değerdir [9]. Sonuç olarak bu sınır değere göre tasarımlar yapılmalı ve
herhangi bir kaza veya bir sızıntı durumunda canlılara verilen zarar en aza
indirilmelidir.
2.3. CO2 Termofiziksel Özellikleri
Bir soğutma sistemi
tasarlarken soğutucu akışkan özellikleri büyük önem arz etmektedir. CO2
özelliklerinin diğer geleneksel soğutucu akışkanlardan farklı olduğu
bilinmektedir. Karşılaştırma yapıldığında CO2’in en dikkat çekici özelliği
düşük kritik nokta sıcaklığı (31,06 °C) ve yüksek basıncıdır (73,8 bar). CO2'yi
uygulamadaki diğer bir sınırlayıcı etken -56,6 °C ve buna karşılık gelen 5,1
bar basınçtaki yüksek üçlü noktasıdır. Ayrıca geleneksel akışkanlarla (CFC,
HCFC, HFC, HC) karşılaştırıldığında buhar basıncı ve hacimsel ısı transferi
kapasitesi (0°C’de 22545 kJ/m3 ) oldukça yüksektir.
CO2 faz diyagramından da görüleceği gibi iki fazın denge
halinde bulunduğu üç durum vardır: Katı- Gaz, Katı-Sıvı, Sıvı-Gaz denge
durumları. Atmosfer basıncı altında CO2 yalnızca katı veya gaz halde
bulunabilir. Bu basınçta sıvı faz mümkün değildir. Bu sıcaklığın üzerinde CO2
süblimleşerek gaz fazına geçer. 5,2 bar ve -56,6°C CO2’in üç halinin dengede
olduğu koşuldur. Bu şartlarda maddenin üç hali denge durumundadır. 31,1°C’de
CO2 kritik noktaya ulaşır. Bu noktada sıvı ve gaz fazının yoğunlukları eşittir
ve iki faz arasındaki farklılık ortadan kalkar. Bunun sonucunda yeni bir fazın
ortaya çıkması söz konusudur. Maddenin bu fazına süper kritik faz denir. Şekil
1’de CO2 Faz Diyagramı, Şekil 2’de CO2 lnP – h Diyagramı verilmektedir.
3. CO2 TEMEL SOĞUTMA ÇEVRİMLERİ
CO2 soğutma sistemlerinde Subkritik ve Transkritik olmak
üzere iki tip temel çevrim vardır. Subkritik olarak adlandırılan çevrimin
tamamında basınç kritik noktanın altındadır. Transkritik çevrimde ise çevreye
ısı geçişi kritik noktanın üzerinde gerçekleşir.
3.1 Subkritik Çevrim
3.1.1 Direkt
Genleşmeli CO2 Subkritik Çevrim
Subkritik çevrim soğutma endüstrisinde en çok kullanılan
sistemdir. Bütün sıcaklıklar ve basınçlar kritik noktanın altında, 3’lü
noktanın üzerindedir. Tek kademeli CO2 subkritik çevrim oldukça basit bir sistemdir.
Fakat kısıtlı sıcaklık aralığı ve yüksek basınçtan dolayı bazı dezavantajları
bulunmaktadır. Düşük kondenzasyon sıcaklığından dolayı çevreye ısı geçişinin
geçekleşmesi güçleşir. Çalışma basıncı 60 bar seviyelerindedir.
4. CO2 AKIŞKANLI SİSTEMLERİN
DİĞER GAZLI SİSTEMLER İLE KARŞILAŞTIRILMASI VE SİSTEM VERİMLİLİĞİ
Son yıllarda CO2
Transkritik Soğutma sistemlerinde yapılan çalışmalar, özellikle iklimin daha
ılıman ve soğuk olduğu bölgelerde bu çevrimin daha kazançlı olduğu
göstermektedir. Bu düşünceyi ön plana çıkaran sebep ise sistem EER değerinin
dış ortam sıcaklığının düşük olduğu bölgelerde daha yüksek olmasıdır.
İngiltere’ de TESCO ve Danimarka’ da FAKTA süpermarketleri CO2 Transkritik
Soğutma uygulamalarında Kuzey Avrupa ülkelerinde başı çekmektedir. Yazın sıcak
geçtiği dönemlerde bile bu ülkelerde CO2 Transkritik soğutma sistemlerinde
harcanan enerjinin konvansiyonel sistemlerle karşılaştırıldığında yakın olduğu
gözlemlenmiştir. Aşağıda ortalama yıllık sıcaklıklar baz alınarak Avrupa’ nın
önemli şehirlerinde R404A tek kademeli sistem ile CO2 Transkritik çevrimin
enerji tasarrufu karşılaştırmaları Avrupa coğrafik haritası üzerinde gösterilmektedir.
Avrupa Bölgesinde R744 (CO2) Transkritik Soğutma Sistem
Verimliliğinin R404A gazına göre karşılaştırılması R744 soğutma sistemlerinin
genel olarak orta ve düşük sıcaklıktaki ılıman ve soğuk iklim kuşaklarında daha
verimli olduğu görülmüştür. Çok sıcak iklim koşullarına sahip bölgelerde kaskad
sistemlerin kullanımı tavsiye edilmektedir.
Süpermarket derin dondurucu ve normal soğutmanın birlikte
uygulandığı sistemlerde daha yüksek etkenlik katsayıları ve verimlilik artışı
sağlayabilmek için çalışmalar devam etmektedir. Ayrıca sıcak iklim bölgelerinde
evaporatif kondenser uygulamaları ile verimliliklerin artırılabilmesi
çalışmalarının ilerleyen dönemlerde yoğunluk kazanacağı düşünülmektedir.
5. CO2 AKIŞKANLI SOĞUTMA
SİSTEMLERİ TEMEL ELEMANLARI
5.1. CO2 Kompresörler
Günümüzde CO2 ile soğutma
teknolojisinin ilerlemesiyle birlikte birçok firma piyasaya kompresör
sürmüştür. Hem subkritik hem de transkritik uygulamalara yönelik rotorlu,
hermetik, yarı-hermetik, sarmal, vidalı ve santrifüj tipte kompresörle
bulunabilmektedir. Transkritik kompresörler uygulamaya yönelik olarak tek ve
iki kademeli olarak seçilebilir. Bu kompresörler ayrıca ekonomizer ekipmanıyla
da bulunabilmektedir.
R744 soğutma sistemlerinde kullanılan
kompresörlerin avantaj ve dezavantajları aşağıdaki gibidir;
Kompresörleri Avantaj ve
Dezavantajları
Avantajlar
·
Düşük sıkıştırma oranı ve yüksek hacimsel verimlilik
·
Düşük süpürme hacmi
Dezavantajları
·
Çok düşük sıcaklıklardaki uygulamalarda basma hattı sıcaklığı çok fazla artmaktadır.
·
Çalışma basınları yüksek olduğundan dolayı dış kabuk ve diğer komponentlerde
önemli bir takviye gerekmektedir.
Genleşme Valfleri Sistemde
Gaz soğutucu çıkışında CO2 gazını evaporatöre
sabit entalpide göndermek için mutlaka genleşme işlemi gerçekleştirilir. Bu
işlemi gerçekleştiren vanalar aşağıdaki gibidir;
·
Kapilar Boru veya Orifis
·
Otomatik Genleşme Valfi
·
Termostatik Genleşme Valfi
·
Elektronik Genleşme Valfi
5.4.1. CO2 Evaporatörler
Kanatlı borulu CO2 evaporatörleri hem subkritik hem de
transkritik çevrimde kullanılabilirler. Tasarım için gerekli veriler temelde üç
kısım altında ele alınmaktadır:
1. Hava tarafı tasarım verileri
2. CO2 tarafı tasarım verileri
3. Isı değiştiricisi tasarım verileri
5.4.1.1. Hava Tarafı Tasarım Verileri
1. Atmosfer basıncı: Havanın basınca bağlı fiziksel
özelliklerinin belirlenebilmesi için atmosfer basıncı bilinmelidir. Burada
atmosfer basıncı değeri yerine ‘Rakım’ değerleri de tanımlanabilir.
2. Hava debisi: İstenen kapasiteyi karşılayabilecek hava
debisi bilinmelidir. Hava hızı veya kütlesel debi değerleri de tanımlanabilir.
3. Giriş sıcaklığı: Soğutucunun çalışacağı ortam havası
giriş sıcaklığı bilinmelidir.
4. Bağıl Nem: Soğutucunun çalışacağı ortam havası bağıl nemi
bilinmelidir. Bu kısımda bağıl nem yerine yaş termometre sıcaklığı da
tanımlanabilir.
5.4.1.2. CO2 Tarafı Tasarım Verileri
1. Akışkan Debisi: Akışkan debisi biliniyor ise evaporatör
çıkış şartları kolaylıkla hesaplanabilir. Bu durumda kızgınlık değeri debi
miktarına göre belirlenir. Eğer bilinmiyorsa aşağıda tanımlanması istenen diğer
veriler ile birlikte kızgınlık değerinin belirtilmesi gereklidir.
2. Evaporasyon sıcaklığı: Ürün ve soğutucu kullanım
gereksinimlerine istinaden belirlenen ortam havası sıcaklığı ile buharlaşma
sıcaklığı farkını karşılayacak evaporasyon sıcaklığı bilinmelidir.
3. Kuruluk Derecesi:
§
Transkritik R744 (CO2) Soğutma Çevriminde, Evaporatöre giren akışkanın
özelliklerinin belirlenebilmesi için akışkanın kuruluk derecesi bilinmelidir.
Bu değer çevrimde ısı atımı görevi yapan gaz soğutucunun çalışma basıncı ve
çıkış sıcaklığına bağlıdır.
§
Subkritik R744 (CO2) Soğutma Çevriminde, sistemin tasarım Kondenzasyon
sıcaklığı ile aşırı soğutma miktarı bilinmelidir.
4. Kızgınlık Derecesi: Evaporatör çıkış şartlarının
bilinmesi için kızgınlık dercesi belirtilmelidir.
5. Aşırı Soğutma
Derecesi: Subkritik CO2 soğutma çevriminde tanımlanan kondenzasyon sıcaklığı
ile genleşme vanası öncesi sıcaklık farkıdır.
5.4.1.3. Isı Değiştiricisi Tasarım Verileri
Kanatlı borulu ısı değiştiricisi tasarım verileri aşağıda
verilmiştir.
§
Borular ve sıralar arası mesafe ile boru çapı ve dizilişlerini tanımlayan
batarya geometrisi
§
Kanat dizili uzunluk
§ Boru
sayısı
§ Sıra
sayısı
§
Geçiş sayısı veya devre sayısı
§
Kanat hatvesi
§
Kanat malzemesi
§
Kanat kalınlığı
§ Olektör
çapları (eğer biliniyorsa)
§
Distribütör boruları çapı ve boyutu
§ Boru
malzemesi
§ Boru
kalınlığı
Yukarıda üç ana başlık altında tanımlanan veriler, kanatlı
borulu CO2 ısı değiştiricinin tasarlanmasına ve hesaplanmasına imkân sağlar.
SONUÇ
Yaşamın her alanında geçmişten geleceğe mutlak ihtiyaç olan
soğutma sistemlerinde uzun zamandır yaygın olarak CFC ve HCFC soğutucu
akışkanlar kullanılmaktadır. Bu kimyasal gazlar sera etkisi yarattığından
dolayı küresel ısınma probleminin artmasına neden olmaktadır. Bu nedenle
soğutucu akışkan olarak yeni alternatifler arayışına gidilmiştir. Bu noktada
dikkatleri üzerine çeken doğal akışkanlarda CO2 uygulamaları yaygınlaşmaya
başlamıştır. R744 gazı için ozon tüketme faktörü sıfır ve küresel ısınma
yaratma potansiyeli birdir. Çok ucuz olmasının yanı sıra temin edilmesi de
kolaydır. En önemli özellikleri ise yüksek hacimsel soğutma kapasitesi ve ısı
özelikleridir. Bu durum hem boru tesisatının emme ve basma hatlarında hem de
kullanılan kanatlı borulu ısı değiştiricilerin boru çaplarında küçülmeye
gidilmesini sağlar. Tüm bu önemli avantajların yanında kritik nokta sıcaklığı
ve 73,8 bar yüksek kritik nokta basıncından dolayı diğer geleneksel soğutucu
akışkanlara nazaran bir takım ek teknik gereksinimlere ihtiyaç duymaktadır.
Kritik nokta basıncının diğer gazlara kıyasla çok yüksek
olmasının özellikle güvenlik açısından problem yaratmaması için kullanılan
sistem ekipmanlarının mekanik dayanımının artırılması gerekmektedir. Kritik
nokta sıcaklığının düşük olması özellikle ılıman ve sıcak iklime sahip
ülkelerde sistemi basma hattının kritik üstü sıcaklıkta çalışması konusunda
zorlamaktadır. Bu durum kaskad sistem uygulamaları ve kritik üstü noktada gaz
soğutucu uygulamalarında optimizasyon çalışmalarıyla giderilmektedir.
Yukarıda yapılan
çalışmalarda da görüldüğü üzere, tasarım şartlarına uygun olan sistem seçimi
önem kazanmaktadır. Özellikle daha ılıman ve soğuk iklime sahip bölgelerde
subkritik ve transkritik sistemler daha yüksek verimlilikte çalışmaktadır.
Sıcak iklim bölgelerinde ise CO2 kaskad uygulamaları daha verimli olmaktadır.
Sistemin en önemli komponentlerinden olan evaporator ve gaz
soğutucu tasarımları için gerekli yazılım geliştirme çalışmaları yürütülmüştür.
Yazılım çalışmaları laboratuvarda gerçekleştirilen prototip testleri ile
desteklenmiştir. Oluşturulan yazılım programından elde edilen sonuçlar ile
deneysel verilerin uygunluğu görülmüştür. Sonuç olarak kanatlı borulu CO2 ısı
değiştiricisi tasarımına olanak sağlayan yazılım programı elde edilmiştir.
+90 212 343 50 40
+90 553 343 50 40
Yorumlar
Yorum Gönder