Evaporatif Kondenser
www.bilkargroup.com
Hava ve suyun soğutma
etkisinden birlikte yararlanılması esasına dayanılarak yapılan evaporatif
kondenserler bakım ve servis güçlükleri, çabuk kirlenmeleri, sık sık
arızalanmaya müsait oluşları nedenleriyle gittikçe daha az
kullanılmaktadır. Evaporatif kondenser üç kısımdan oluşmaktadır:
– Soğutma serpantini
– Su sirkülasyon ve püskürtme sistemi
– Hava sirkülasyon sistemi
– Su sirkülasyon ve püskürtme sistemi
– Hava sirkülasyon sistemi
Soğutma serpantininin
içinden geçen refrijeran, hava soğutmalı kondenserde olduğu gibi yoğuşarak
gaz deposuna geçer. Serpantinin dış yüzeyinden geçirilen hava, ters
yönden gelen atomize hâldeki suyun bir kısmını buharlaştırarak soğutma
etkisi meydana getirir (Aynen soğutma kulesinde olduğu gibi). Böylece
kondenserdeki yoğuşma sıcaklığı ve dolayısıyla basıncı daha aşağı
seviyelere düşürülmüş olur. Serpantinin dış yüzeyi, ısı transferi film
katsayısının düşük oluşunun etkisini karşılamak üzere, alanı arttırmak
için kanatlarla donatılmaktadır. Ancak, modern evaporatif kondenserlerde,
boru dış yüzeylerinde iyi bir ıslaklık elde edilmesi neticesi yüksek ısı
transfer katsayılarına ulaşmakta ve kanatsız düz borular kullanılmaktadır.
Kondenserin alt seviyesinde bulunan su toplanma haznesinden su devamlı
şekilde bir pompa ile alınıp soğutma serpantinin üst tarafında bulunan bir
meme grubuna basılır ve memelerden püskürtülür. Bu suyun takriben
%3-5 buharlaşarak (takriben 6 ile 7,5 litre/h beher ton /frigo için)
havaya intikal ettiğinden, su haznesine, flatörlü valf aracılığıyla
devamlı su verilir. Ancak bu kondenserdeki su ilavesi normal olarak
sürekli artar ve çıkışta en yüksek seviyeye ulaşır. Suyun sıcaklığı
ise refrijerandan alınan ısı ile yükselme eğilimi gösterirken suyun
buharlaşma ısısı almasıyla sıcaklığı düşmeye başlar. Bunun sonucu, su
sıcaklığı soğutma serpantinin girişinde yükselir (hava yaş termometre
sıcaklığı bu kısımda oldukça yükseldiğinden) ve sonradan, havanın giriş
yerine yaklaşınca sıcaklığı düşmeye başlar. Toplanma havuzunda su sıcaklığı,
stabil bir çalışmaya erişilince fazla değişmez.
Evaporatif kondenserler
genellikle binanın dışına ve çatıya konulur, fakat bina içine konularak
hava giriş-çıkışları galvanizli saçtan kanallarla da sağlanabilir. Bina
dışındaki cihazların kışın da çalışması söz konusu ise donmaya karşı
tedbir alınmalıdır. Bina içindeki uygulamalarda ise ıslak havanın atıldığı
kanalın soğuk hacimlerden geçmesi hâlinde kanalın içinde yoğuşma olacağı
hatırda tutulmalı ve bu suyun toplanıp atılması için önlem alınmalıdır.
Bina içi uygulamaları, bir egzoz sistemi ile entegre olarak uygulandığında
egzoz fanı ve elektrik enerjisinden tasarruf sağlayacaktır. Hava
soğutmalı kondenserlerde olduğu gibi evaporatif kondenserlerde de soğuk havalarda
çalışma sırasında çok düşük yoğuşma basınçları oluşumunun önlenmesi gerekir.
Bu maksatla uygulanan
tertipler;
– Vantilatör motorunun
durdurulup çalıştırılması,
– Hava debisini azaltıp çoğaltmak üzere hava akımına bir damper ve ayar servomotoru kullanılması,
– Vantilatör motorunun devrinin azaltılıp çoğaltılması olarak sayılabilir.
– Hava debisini azaltıp çoğaltmak üzere hava akımına bir damper ve ayar servomotoru kullanılması,
– Vantilatör motorunun devrinin azaltılıp çoğaltılması olarak sayılabilir.
Bir evaporatif kondenserin
ısıl performansı, sadece havanın kuru veya yaş termometre sıcaklıkları
veya havanın giriş-çıkış entalpi farkları baz alınarak gösterilemez. Zira püskürtülen
suyun ve üflenen havanın sıcaklıkları girişten çıkışlarına kadar çok
değişik değerler gösterir.
www.bilkarsogutma.com.tr
info@bilkargroup.com
+90 212 343 50 40
+90 553 343 50 40
Yorumlar
Yorum Gönder